Basın Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi ile ilgili Türkiye Bilişim Derneği (TBD) Görüşü

Basın Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi ile ilgili Türkiye Bilişim Derneği (TBD) Görüşü

Basın Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi” ile ilgili Türkiye Bilişim Derneği (TBD) Görüşü

Bir kısım milletvekili tarafından meclise sunulan “Basın Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi” ile internet yayıncılığı üzerinde bir taraftan internet yayıncısına Başkanlık aracılığıyla Basın Kartı ve Basın İlan Kurumu aracılığıyla da ilan ve reklam geliri avantajları sağlanırken (olumlu), diğer taraftan bu idari kurumlarca uygun görülmeyen internet yayıncılarını söz konusu haktan mahrum bırakılacağı bir sistem ve aynı zamanda tehlike suçu dahil soyut bazı fiillerden dolayı yaptırımlar getirilmeye çalışıldığı (olumsuzluk) görülmektedir.

Teklif ile getirilmek istenilen soyut tehlike suçu son derece sakıncalıdır. Düşünce ve ifade özgürlüğünü aşırı şekilde kısıtlama potansiyeline sahiptir ve gerekçesinde ifade edildiği gibi “halk arasında endişe, korku veya panik yaratmak” gibi bir güvence somut değildir. Diğer taraftan gerçekler de halk arasında endişe, korku veya panik yaratabilir. Bu onların gerçek olduğu sonucunu değiştirmez.

Teklif ile “Halkı yanıltıcı bilgiyi alenen yayma” suçu TCK’ya ve 5651 Sayılı Yasa’nın kapsamına sokulduğu için “bu Kanun kapsamındaki suçlara ilişkin içerikler ve başlık etiketlerinin yayınlanmamasına ilişkin Kurumla işbirliği” nasıl yapılacaktır. Örneğin seçimler öncesinde neyin yayınlanıp neyin TCK 217/A kapsamına gireceğine Kurum karar verebilecek ve sosyal medya platformları aracılığıyla da, bu içeriklerin yayınlanması engellenebilecektir. Dolayısıyla bu düzenlemenin demokratik bir seçim ortamına etkilerinin son derece sakıncalı olacağı tartışmasızdır.

Teklifin kamuoyunda en çok tartışılan düzenlemesi TCK’ya eklenmek istenen “halkı yanıltıcı bilgiyi alenen yayma” suçu olsa da, en az bunun kadar dikkat edilmesi gereken diğer bir düzenleme de şebekeler üstü hizmet sağlayıcıları (“OTT”) için getirilen yeni düzenlemelerdir. Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu’na geniş bir düzenleme yetkisi vermekte olup yeni düzenlemelerin uygulamada nasıl işleyeceği konusunda bir netlik getirmemektedir. Ayrıca söz konusu düzenleme ile getirilen yetkilendirme gereksinimleri maliyetleri artırmakta ve rekabeti olumsuz etkilemektedir.

AB’nin yayınladığı “Dezenformasyon Üzerine AB Uygulama Kuralları” başlıklı belgede öncelikle “dezenformasyon”un neleri kapsamadığı net olarak açıklanmaktadır. “Dezenformasyon” kavramının, yanıltıcı reklam, raporlama hataları, hiciv ve parodi veya açıkça tanımlanmış siyasi (partizan) haberleri ve yorumları içermediği ve bağlayıcı yasal yükümlülüklere, öz düzenleyici reklam kurallarına ve yanıltıcı reklamla ilgili standartlara halel getirmediği açıkça ifade edilmektedir.

Herkes tarafından bilindiği üzere; internet ve bilişim teknolojileri oldukça dinamiktir. Bu da yeni birçok OTT uygulamasının Türkiye’de artık hizmet sunamaması sonucunu doğuracaktır. Özellikle seçimlerden önce yapılacak bir düzenleme ile açıkçası WhatsApp, Signal, Telegram, BİP gibi yaygın olarak bilinen ve kullanılanlar dahil, ancak bunlarla sınırlı olmaksızın her türlü kişisel haberleşme uygulamasının BTK tarafından engellenmesinin önü açılmaktadır.

Ayrıca, Teklif, belirsiz ve ağır yaptırımlara tabi olan çok sayıda külfetli yükümlülük getirmesine karşın,  bu yükümlülüklerin uygulanmasına ilişkin herhangi bir geçiş süreci tanımamaktadır.

Türkiye Bilişim Derneği (TBD) olarak söz konusu Sosyal Medya Yasa Taslağının ilgili maddelerine tek tek görüş belirtmek yerine prensip olarak taslağın gerekçede belirtilen hedefe ulaşılmasında yeterli katkıyı sağlamayacağı değerlendirilmektedir. Sonuç olarak, yasanın Meclisten acilen geri çekilmesinin uygun olacağı ve söz konusu yasa tasarısının; toplumun haber alma hakkını ve ifade özgürlüğünü kısıtlamayan, anayasadan ve uluslararası sözleşmelerden kaynaklanan hakların kullanılmasına engel olmayan, teknolojiye dair bütüncüllüğe sahip, tüm paydaşları gözeten ancak sosyal medya kullanımına düzen getiren, teknoloji şirketlerini şeffaf, denetlenebilir kılan ve dezenformasyonu da engelleyecek şekilde ilgili STK’ların görüşü alınarak ortak akılla hazırlanmasının önemli olduğu tarafımızca değerlendirilmektedir.

 

Saygılarımızla,

Rahmi AKTEPE
TBD Genel Başkanı

 

Önceki KOLTUKTA DİJİTALİZASYON WEBİNARI
Sonraki TBD Ankara Şubesinin Koordinasyonu ve Ankara Üniversitesi’nin Ev Sahipliği İle "Genç Beyinler Yeni Fikirler – Ankara" Etkinliği Gerçekleştirildi